Compact’ın yeni sayısında “Avrupa’da 30 yıl savaşları” uyarısı var

IŞIN TOYMAZ

STUTTGART – Avrupa’da Hıristiyanlığa meydan okuyacak boyutlara ulaşan İslam, sağ popülistlerin ana hedefi ve siyaset malzemesi olmayı sürdürüyor. Ortadoğu’daki IŞİD faaliyetlerinin hesabının Batı’da tüm Müslümanlara kesilmesi ile başlayan Avrupa’daki İslam karşıtı hareket, her geçen gün biraz daha güç kazanıyor.

Bugün yaşananların temelini oluşturan 11 Eylül terör saldırılarının hemen ardından neredeyse tüm Müslümanlar “El Kaideci” olmakla suçlanırken, artık çok daha sık bir biçimde IŞİD kavramıyla yan yana getiriliyorlar. Son yıllarda tırmanan İslam karşıtı saldırılarda ise ağırlıklı olarak camiler hedef alınıyor.

İslamofobik söylemleriyle tanınan hareket “Pegida” Avrupa’da tam 8 ülkede, 39 şehirde örgütlenmiş durumda. Sağ popülist parti “Almanya İçin Alternatif” (AfD), 24 Eylül’deki genel seçimlerde 92 milletvekili çıkararak, Alman parlamentosundaki üçüncü büyük parti olmayı başardı.

Avrupa’da Müslümanlar için tehlike çanları her gün biraz daha güçlü çalarken, Washington merkezli Pew Research Center adlı araştırma merkezi, İslam karşıtlarını ve sağ popülistleri yeniden harekete geçirdi. Söz konusu merkezin verilerine göre, Avrupa’ya yoğun göçün 2050’ye kadar sürmesi durumunda, Almanya’da Müslümanların toplam nüfus içindeki oranı yüzde 20’ye çıkacak. Yani Almanya’da yaşayan her 5 kişiden biri Müslüman olacak.

AfD ve Pegida’nın sesi sayılan, kimi çevrelerde de “yeni sağ popülizmin aylık teorik gıdası” olarak tanımlanan sağ popülist dergi “Compact”, 2018’deki ilk sayısının neredeyse tamamını İslam karşıtı analiz ve röportajlara ayırdı.

Kapağında “2018-2048: Batı İçin Mücadele – Hâlâ Kurtarılabilir miyiz?” başlığının yer aldığı Compact, İslam tehlikesini işliyor. Derginin ocak sayısında Genel Yayın Yönetmeni Jürgen Elsässer, yazarları Martin Müller Mertens ve Marc Dassen başta olmak üzere çok sayıda Alman tarihbilimci, yazar ve filozof tarafından Avrupa’daki İslam bir dizi makale ile masaya yatırılıyor.

Avrupa’nın İslam tarafından işgal altında olduğu ve 30 yıl savaşlarının başlayabileceği vurgusu yapılan  etkili siyasi yayında Hıristiyanlara yönelik bir ittifak çağrısı da dikkat çekiyor. Avusturya Başbakanı  Sebastian Kurz’u “Evet o bir oportünist, ama bizim oportünistimiz” sözleriyle tanımlayan dergide, Macaristan ve Polonya için ise “İslamdan kurtarılmış, Batı’nın kaleleri” yorumu yapılıyor.

Avrupa’daki Müslüman toplumun büyük tepkisini çekeceğe benzeyen ve tüyler ürperten bir kışkırtmanın da yoğun şekilde hissedildiği Compact’ın ocak sayısında okuru neler mi bekliyor? İşte derlediklerimiz…

“ALMANYA 2048’DE ÇÖKECEK“

Compact, yeni sayının tanıtımını şu cümlelerle yapıyor:

“İslamlaşma Avrupa’yı dolayısıyla da Almanya’yı sonsuza dek değiştirecek. Bu gerçeği Compact ortaya seriyor. Ancak en önemli mesaj şu olmalı: Henüz her şeyi kaybetmedik!

30 yıl savaşları mı başlıyor? Son tahribat her şeyden önce Orta Avrupa’nın göbeğinde yaşanıyor. Konu ise ʻdoğru din tartışması’. Eskiden Protestanlar, Katoliklere karşıydı, bugün İslam tüm dünyaya karşı. Eskiden savaşılırdı, bugün sessizce sabır gösteriliyor. Sonucu ise benzer olacak. Bizim bildiğimiz Almanya çökecek. 2048!

Washingtonlu araştırma enstitüsü Pew Research Center, en kötü korkularımızı ise doğruladı: 2050 yılına dek Almanya’da her 5 kişiden biri Müslüman olacak. Avrupa Birliği ve EFTA ülkelerindeki Müslümanların sayısı ise 3 kat artış göstererek, 26 milyondan 75 milyona yükselecek.”

Jürgen Elsässer, başmakalesinde “Yumrukları ve kalaşnikofları ile milyonlarca maçoyu alan Avrupa bölgesi gelecek yıllarda çöktüğünde, yıkılan sosyal devlet bunlara ödeme yapamazsa ne olacak?” sorusunu yöneltiyor.

Dergide, cihatçı işgal senaryosunu kaleme aldığı ʻNotre Dame’ın Camisi – Anno 2048’ adlı romanın Rus yazarı Jelena Tschudinowa’yla bir röportaja da yer veriliyor. Tschudinowa, Rusya, Prusya, Avusturya ve Fransa’dan oluşan kutsal ittifaka işaret ediyor. Yazar Tschudinowa röportajda “Bir Hıristiyan, bir başka Hıristiyan’a karşı savaşamaz. Son romanım ʻDie Gewinner’de (Kazananlar) kutsal ittifaktan söz ediyorum. Ancak bununla kastım, değerler birliğinde ve siyasi açıdan Hıristiyan halklarının omuz omuza dayanışmasıdır” sözlerine yer veriliyor.

POLONYA VE MACARİSTAN: BATI’NIN KALELERİ

Compact’ın son sayısında Doğu Avrupa ve Balkanların İslamlaşmadan korunmuş bölgeler olduğuna da işaret ediliyor. Macaristan ve Polonya’nın Batı’nın kalesi haline geldiği ileri sürülürken, “Diğer ülkeler de Polonya ve Macaristan’ı kendisine örnek almalıdır” tavsiyesinde bulunuluyor.

Compact, işlediği konularla yeni bir Varşova Pakt’ını tarif ediyor.

Compact’a göre Avrupa’nın özgürlüğü ve güvenliği için tek tehdit İslam değil. “İmparatorluğa Doğru – Avrupa Birliği Krizi ve Roma Cumhuriyeti’nin Çöküşü” adlı kitabın yazarı, tarihbilimci Prof. Dr. David Engels’in söyleşisinin de yer aldığı dergide, profesörün şu sözleri dikkat çekiyor:

“İşsizlik, küreselleşme, aile kurumunun parçalanması, toplumsal düşüş, din kurumunun kaybolması, kitlesel göç, devlet borçları, değerlerin dönüşmesi, köktendincilik, asimetrik savaş, teknokrasi, finans piyasası, ekmek ve oyunlar. Tüm bunlar 2 bin yıl önce de vardı ve uzun vadede içsavaşa ve nihayetinde otoriter devlete yol açtı.”

Compact’ta, geçen yüzyıl başlarında Nazi zihniyetini hazırlayan muhafazakâr-otoriter tarih felsefecilerinden Oswald Spengler’e de yer veriliyor. Spengler’in sekiz büyük kültürün yaklaşık bin yılda bir olgunluk dönemine ulaştığını, ancak bir kültürün uzun süre yükseliş göstermesinin ardından çöküşe geçtiğini, bunun batı kültürü için de geçerli olduğunu öne süren tezleri hatırlatılıyor.

“ELİTLERE KARŞI MÜCADELE”

Compact’ın yeni sayısında, sağ popülist parti AfD’nin ırkçı göndermeler içeren söylemiyle tanınan ve büyük tepki toplayan siyasetçi Björn Höcke’nin açıklaması dikkat çekiyor. Compact’ta, parti içinde de tartışmalı bu siyasetçi “göç savunucularının hümanist maskesini düşüren isim” olarak takdim ediliyor:

“Atomlarına ayrılmış, dayanışmadan uzaklaştırılmış bir toplum, yeni tip totaliter hükümdarlık için aranan özelliklerdir. Ki küreselciler de bunu yapıyor. Eskiden halk olan ancak bugün yönetilmesi kolaylaştırılmış  çıplak bırakılmış, güçlüye karşı direnemeyen bir topluluk var karşımızda. ʻBiz Halkız’ ve tam da bu yüzden halkları körelten uluslararası elitlere karşı acımasız bir savaş sürdürüyoruz.”

SEBASTİAN KURZ VE DENİZ YÜCEL

İslam karşıtlarının ve sağ popülistlerin direniş olarak adlandırdıkları şeyle ilgili Avusturya’nın yeni koalisyon hükümetine ilikin yorumlarıyla dikkat çeken Martin Sellner ise Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz’ için, “Kurz, oportünist olabilir. Ama o bizim oportünistimiz. Bir oportünistin yapması gerekenleri yapıyor. Bugün Avusturya’da sınırları kapatıyor.”

Compact’ın ocak sayısında Gerhard Wisnewski’nin Türkiye’de tutuklu bulunan Die Welt muhabiri Deniz Yücel hakkında kaleme aldığı “Alman vatansever mi?” başlıklı yazısı da dikkat çekiyor.

Bu arada, son dönemde aşırı sağcı eylemleriyle tanınan Pegida’ya destek veren söylemler ile de “ün salan” Türk kökenli Alman yazar Akif Pirinçci de derginin yeni sayısında Compact Pirinçci adlı yeni dergisinin tanıtımını yapıyor.