‘Göç arka planına sahip öğrencilerin anadil kaynağı kullanılmalı’

FRANKFURT – Almanya’da en çok konuşulan ikinci dil Türkçe, emek göçünün 56’ncı yılında yavaş yavaş resmi gündemin sınırlarını zorlamaya, özellikle öğrenim düzenindeki yeni değişiklik taleplerinin konusu olmaya, önerilerde öncülük rolü üstlenmeye başlıyor. Çünkü sadece Türkçenin değil, diğer Almanca dışı dillerin de okullarda İngilizcenin ardından ikinci veya üçüncü yabancı dil olarak okutulması için çabalar artıyor. Son dönemde güçlenen sağ popülist hareketler ile İslamcı çevrelerin sürtüşmesinden çekinen Berlin’in bu yeni talepler karşısında eskisi kadar duyarsız kalamayacağı yolunda işaretler çoğalıyor. Tek tek eyaletler düzeyindeki atılımlara yenileri ekleniyor.

Bunlar arasında yeni bir girişim Hessen eyaletinde yaşanıyor. Özellikle 14 yaş altındaki gençler arasında Türkçe konuşan çok yoğun bir nüfusun olduğu bilinen bu eyaletteki okullarda “anadil derslerinin” öğrenim programlarında gerçek yerini alması için yerel hükümete çağrıda bulunuldu. Girişim ilk basın toplantısını Frankfurt’taki KUBI (Kültür ve Eğitim Derneği) salonlarında gerçekleştirdi ve bir dilekçe kampanyası başlattığını açıkladı.

KUBI Başkanı Arif Arslaner’in örnekler vererek konunun artık ertelenemez bir boyut kazandığını hatırlattığı açılış konuşmasından sonra SPD eyalet milletvekili Turgut Yüksel ile öğretmen Yadel Oktay-Coşkun, girişimle ilgili ayrıntılı bilgiler verdiler. Turgut Yüksel, Hessen eyalet hükümetine yönelik “okullardaki anadil derslerini ele alıp değerlendirilmesi için harekete geçme” çağrısının, koalisyon içi pazarlıklara veya toplumdaki başka gelişmelerin keyfine bırakılamayacağını örnekler eşliğinde anlattı. Yüksel’in ayrıntılarıyla tartışmaya açtığı ve internette 2018 mart ayı sonuna kadar imzaya açık kalacak olan dilekçede, Almancaya hâkimiyetin yaşamın her alanında çok önemli olduğuna, ancak ebeyevnlerin evinde edinilen dil becerilerinin de bir o kadar özendirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Dilekçede, Eyalet Başbakanı Volker Bouffier ve Eyalet Devlet Bakanı Prof. Dr. Alexander Lotz’a hitaben CDU ve Yeşiller’den oluşan koalisyon hükümetineşu çağrılarda bulunuldu:

BU KAYNAK MUTLAKA DEĞERLENDİRİLMELİ

“Hessen Yabancı Dil girişimi adına,

  • Hessen’deki okullarda anadil gerslerinin yabancı dil dersi olarak değerlendirilmesi,
  • Göçmen kökenli öğrencilerin dilsel ve kültürel birikimlerinin farkına varılması,
  • Öğrencilerin özgün becerilerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi

konularında ilgililerin ivedilikle harekete geçmeleri gerektiğini arz ederiz.

Ailede öğrenilen anadil, çocuklar ve gençler için bir yük değil, aksine bir artı değer ve teşvik edilmesi gereken bireysel bir beceridir.

Çok dillilik, farklı niteliklere sahip insanlardan oluşan göç toplumunda ve uluslararası birbirine bağımlı hale gelmiş ekonomik ilişkilerde çokönemli bir unsurdur. Özellikle içinde bulunduğumuz bilim ve teknoloji çağında, hem kişisel hem de toplumsal ilerlemede, üretkenliği ve yaratıcılığı geliştiren önemli bir ayrıcalıktır çok dillilik. (…) Bu yüzden anadil, 2’nciveya 3’üncüyabancı dil dersi konumunda, okullarda ağırlıklı not ile değerlendirilen bir seçmeli ders düzeyinde kabul edilmelidir. Arapça ve Yunan dili ya da Türkçe gibi ‘yaşayan diller’ bu yönde değerlendirilmelidir. Göçmen kökenli ailelerin iletişim dili olarak Almancanın, çalışma hayatına adım atılması ve toplumun bir bireyi olunması aşamasında önemli bir etken olduğu da unutulmamalıdır.

Yeşil-Siyah Koalisyon Hükümetinin ortaklık metninde anadil derslerinin tekrar ele alınıp düzenlenmesi konusunda umut verilmiş olmasına rağmen, yeni hükümet döneminde yerel yönetimin bugüne kadar ne yazık ki herhangi bir çalışması olmamıştır.

Bu girişim ile, Hessen’deki öğrenciler için genişletilmiş bir eğitim önerisi talebinde bulunuyoruz. Böylece yabancı dil donanımına sahip Hessenlilerin evde edindikleri bu birikimden, örneğin Türkçeden, topluma da katkıda bulunacak şekilde yararlanmalarını istiyoruz.

Anadilin Hessen okullarında 2’inciveya 3’üncü yabancı seçmeli dil dersi olarak kabul edilmesini sağlayacak koşulların belirlenmesi yolunda bir çalışma yapılmasını  talep ediyoruz.

Yeni bir düzenleme kaçınılmazdır. Bu düzenleme, göçmen kökenli ailelerin çocuklarının, çok dilliliklerinin Hessen eyaleti yönetimince bir değer olarak görülüp desteklendiği yönünde önemli bir işaret olacaktır.”

DİLEKÇEHALKIN İMZASI İÇİN İNTERNETTE

Çağrıya ilk imzalarıSPD eyalet milletvekili Turgut Yüksel ve Kültür ve Eğitim Derneği (KUBI) Başkanı Arif Arslaner’in yanı sıra RheinMain Yüksek Okulu Rektörü Ayşe Asar, Almanya Türk Toplumu Eş Genel Başkanı Atila Karabörklü, eyalet milletvekilleri Turgut Yüksel, Mürvet Öztürk, Handan Özgüven, Jörg Uwe Hahn attılar. Ayrıca Eğitim Sendikası GEW Başkanı Birgitte Koch, Heusenstamm Belediye Başkanı Halil Öztaş, Eğitim Bilimcisi Prof. Ulrich Mehlem, İlahiyatçı Prof. Dr. Ömer Özsoy, Hürriyet Genel Müdürü Sevda Boduroğlu ile Almanya Türk Öğretmen Dernekleri Federasyonu Başkanı Yücel Tuna da ilk çağrıcılar olarak listeye girdiler.

Mart 2018’e kadar açık kalacak bu imza kampanyasına yoğun bir katılım ve dilekçede dile getirildiği gibi müfredatta gerekli adımların atılması için etkili bir baskı grubunun ortaya çıkması bekleniyor.

İnternet üzerinden açılan imza kampanyasına katılmak isteyenlerin, aşağıdaki linke tıklayarak imza atabileceği bildirildi:
https://www.openpetition.de/petition/online/wir-fordern-die-einfuehrung-der-herkunftssprache-als-wahlpflichtfach-an-hessischen-schulen

HAFTA.eu