STUTTGART – 4.5 ay cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen yazar Aslı Erdoğan’a, Almanya’da Stuttgart Barış Ödülü verildi. Ama düşünce özgürlüğü için verdiği mücadele nedeniyle Stuttgart Barış Ödülü’ne layık görülen Aslı Erdoğan, Theaterhaus Stuttgart salonlarında, Dünya İnsan Hakları Günü de olan 10 Aralık Pazar günü, “Barış Galası 2017” adı altında düzenlenen törene geçirdiği trafik kazası dolayısı ile katılamadı.
Barış galasının başlamasına az bir zaman kala Aslı Erdoğan’nın törene gelirken kaza geçirdiği haberi duyuruldu. Seyirciler endişe ve korkunun yol açtığı gözyaşlarını gizleyemedi. Kazada kimseye bir şey olmadığı öğrenilince bu kez yürekleri üzüntü yerine sevinç kapladı.
ÖDÜLÜ YAYINCISI TESLİM ALDI
Kapatılan Özgür Gündem gazetesine yönelik davada tutuksuz yargılanması devam eden Aslı Erdoğan’ın ödülünü, yayıncısı Alman yazar Wolfgang Ferchl aldı. Ferchl ve diğer konuklar gecenin sonunda sahneye çağrıldı ve burada törene katılamayan Aslı Erdoğan’a ödülü temsili olarak verildi. Bütün salon elinde tutsak yazar ve gazetecilerin isimleri yazılı dövizleri yukarı tutarak ayağa kalktı.
Stuttgart Barış Ödülü, AnStifter grubu ile DİDF Stuttgart tarafından, Erdoğan’a verildi. Törende moderasyonu üstlenen Almanya Göçmen Kadınlar Birliği Başkanı Sidar Çarman açılış konuşmasında, “Türkiye hızla karanlığa doğru yol almakta. Ve karanlığa karşı büyük bir cesaret örneği göstererek aydınlığı savunanları selamlıyoruz. İnsanlığın daha güzel bir yaşam, savaş, baskı ve haksızlıkların olmadığı dünya arayışı devam etmekte. Hepimiz bunun için buradayız” dedi.
“ALMAN HÜKÜMETLERİ GEÇMİŞTE DE DİNSEL FAŞİST REJİMLERLE DOSTTU”
Anti-faşist mücadelenin tanınmış isimlerinden sanatçı yazar Elisabeth Abendroth sahneye çıkarak Aslı Erdoğan hakkında uzun ama ilgiyle dinlenen bir konuşma yaptı: ‘‘2015 eylülünde Cizre’de Cemile adında bir kız çocuğu keskin nişancılar tarafından öldürüldü. Sürekli ateş edildiği için hiç kimse cesedi alamadı. Ailesi en sonunda Cemile’nin ölüsünü alabildiklerinde, onu derin dondurucuda muhafaza etmek zorunda kaldı. Aslı Erdoğan, ‘Artık her bellek bir derin dondurucu. Ölülerimizi, kendi cesedimiz de dahil orada muhafaza ediyoruz’ diye yazdı. Aslı Erdoğan buz tutmuş bir yerden bize geliyor. Aynı zamanda dayanılmaz sıcaktan, yanan bir evden, dumanlar arasından, çıkışı olmayan bir yerden, Türkiye’den bize geliyor. Devletin suç işlediği, keyfiyet ve baskının egemen olduğu bir ülkeden. Bir ülkenin insan haklarına verdiği değer onun kadınlara yönelik muamelesinden anlaşılır. İktidardaki AKP, kadınların değerini kaç çocuk yaptıklarına göre belirliyor. Kadınların yarısı evliliği sırasında ağır şiddet görmüş durumda. Kadın ölümleri giderek artıyor. Tüm bunlar dinin gerici, aydınlanma karşıtı varyasyonu adına yapılıyor. Buna verilecek en doğru ad, dinsel faşizm. Alman hükümetleri geçmişte de dinsel faşist rejimlerle dostane ilişkiler sürdürdüler.’’
CEMİL KOÇGÜN’DEN ZAZACA, KÜRTÇE, TÜRKÇE TÜRKÜLER
Daha sonra törende, Mezopotamya topraklarının, doğasının, insanın kendine has güzelliklerini derinliklerden çıkararak temburun o güzelim ritmi eşliğinde dinleyicisi ile buluşturan ünlü bağlama ustası Cemil Koçgün sahne aldı. Alman dinleyicilerin çoğunlukta olduğu salonda 800 kişi vardı. Zazaca, Kürtçe, Türkçe seslendirdiği her parça Alman dinleyicilerin alkışını kazandı.
Uluslararası Af Örgütü Amnesty International gecede bilgilendirme masası açarak tutsak edilmiş gazetecilerle dayanışmak için imza topladı.
ÜNLÜ ALMAN KABARE OYUNCUSUNDAN TUTUKLU GAZETECİLERE DESTEK
Gecenin ilerleyen saatinde, bu kez kabareci Peter Grohmann sahneye davet edildi. Grohmann konuşmasında “Gazeteciler, dünya çapında halkların haber alma hakkını ve basın özgürlüğünü engellemek üzere baskı ve şiddete maruz kalmakta, tutuklanmakta ya da öldürülmektedir. Öncelikle bu zor koşullarda mesleğini icra eden ve dünyanın neresinde olursa olsun engellenen, yaptırımlara uğrayan ya da takibata uğrayan tüm gazetecilerle dayanışma içindeyiz. Irkçılığa ve milliyetçiliğe karşı ortak yaşamı savunmaya devam edeceğiz” dedi.
14 yıldır düzenli olarak barış için mücadele eden değişik şahsiyetlere verilen ödülün galası, sanatçı ve yazarların hep birlikte fotoğraf çektirmesiyle sona erdi.