NSU ve bir katliamın politik polisiyesi

IŞIN TOYMAZ – Almanya’da 4 Kasım 2011 günü Batı Thüringen’in bir kenti olan Eisenach’taki bir karavanda, ırkçı yeraltı örgütü NSU’nun iki üyesi Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt’ın cesetleri bulundu.
Devriye gezen iki polisin gelmesine 20 saniye kala, bir banka soygununun ardından tam da 8 adet ağır silahları bulunmasına karşın “birdenbire karar vererek” önce birbirlerini vurdular ardından karavanlarını havaya uçurdular.
En azından kamuoyuna aktarılan “senaryo” böyle.
Öyle mi gerçekten?
O güne kadar sayısız cinayet işlemiş, kundaklama gerçekleştirmiş olan bu iki neonazinin bu kadar hızlı karar alarak intihar etmesi düşündürücü.
Eğer Wolfgang Schorlau’nun son derece sürükleyici ve NSU cinayetlerine farklı bir pencereden bakan “Die Schützende Hand” (Koruyucu El – Dengler’in 8. Olayı) adlı yeni romanını okuduysanız, roman olduğunu bilmenize rağmen, gerçeğin bize aktarıldığı gibi olmadığına neredeyse eminsinizdir.
Tam bir “kriminal polis” duyarlılığıyla ve gazetecilik sorumluluğuyla yapılmış derin incelemelere, neredeyse hemen tümü gerçek bilgi ve belgelere dayalı olarak kaleme alınan bu romanda başkahraman özel detektif Dengler, bu kez 2000-2007 yılları arasında 8’i Türk biri Yunan biri Alman toplam 10 kişiyi katleden ırkçı yeraltı örgütü NSU cinayetlerini çözmeye çalışıyor.
Emniyet birimleri zanlıları değil, NSU cinayetlerinin kurbanlarının yakınlarını soruşturuyor, zan altında bırakıyor, dosyalar kayboluyor, istihbaratçıların her yerde parmak izleri ortaya çıkıyor…

Devamı www.06.AVRUPA-KULTUR.eu adresinde