Berlin-Ankara hattında istihbarat cilveleri ve “tam saha pres”

ALİ YILDIRIM

BERLİN – Sol Parti Federal Almanya Parlamentosu milletvekili Sevim Dağdelen ve meclis grubundaki arkadaşlarının geçen 18’inci dönemde, 31 Ağustos 2017 tarihi itibariyle verdiği “Türkiye’nin Almanya’da gerçekleştirdiği casusluk etkinlikleri” ile ilgili kapsamlı soru önergesine Almanya Federal Cumhuriyeti hükümeti adına Federal İçişleri Bakanlığı tarafından verilen 12 sayfalık cevabı HAFTA.eu ele geçirdi. Federal Almanya Parlamentosu resmi internet sitesinde bugüne kadar “henüz cevaplanmadı” notu ile ulaşılabilen soru önergesinde, 36 soru bulunuyor.

Son beş yıl içerisinde yabancı bir istihbarat teşkilatı adına ajanlık faaliyeti yapanlar ile ilgili soruların ilk 5’ine birleştirilmiş olarak cevap veren Federal Almanya hükümeti, kısaca “Her kim, yabancı bir devletin istihbarat teşkilatı için Almanya Federal Cumhuriyeti aleyhine olmak üzere bir istihbarat teşkilatı adına ajanlık faaliyeti yapar ise beş yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası ile cezalandırılır. Çok ağır durumlarda, hapis cezası on yıla kadar yükseltilebilir” denilen yabancı bir istihbarat teşkilatı adına ajanlık faaliyeti ile ilgili durumları düzenleyen Alman Ceza Kanunu’nun 99’uncu maddesine atıfta bulunarak, konunun Federal Başsavcılığın görev alanına girdiğini bildiriyor.

Hükümet, 2012 yılında 7, 2013 yılında 15, 2014 yılında 11, 2015 yılında 12 ve 2016 yılında da 9’a kadar düşen soruşturmaların 2017’de en yüksek seviyeye çıktığını ve 31 Ağustos 2017 tarihi itibarı ile 21 soruşturma açıldığını bir tablo halinde listeliyor.

TÜRK İSTİHBARATI VE ALMANYA

Son beş yıl içerisinde Türk gizli servisleri için gerçekleştirilen ajanlık faaliyetleri nedeniyle açılan soruşturmaların sayısının 19 olduğu belirtilen Federal İçişleri Bakanlığının cevap yazısında, her yıla düşen soruşturma sayıları, 2013 için 4, 2014 için 3, 2016 için 1 ve 2017 senesi için 11 olarak belirtilmiş. Bu 19 soruşturmanın neticesinde 4 sanık için iddianame hazırlanmış, biri mahkûmiyet kararı olmaksızın biten biri de halen devam eden iki mahkeme süreci oluşmuş. Soruşturmaların gizliliğine vurgu yapılan cevapta, soruşturmanın selameti için daha fazla bilgi vermenin mümkün olamadığının da altı çizilmiş.

Bu arada serbest bırakılarak Almanya’ya tekrar geri dönmüş olan Türkiye kökenli Alman vatandaşı Doğan Akhanlı’nın İspanya’da Türkiye’nin Uluslararası Polis Teşkilatı INTERPOL’ün bilgisayar sistemine 2013 senesinde girdiği veriler nedeniyle gözaltına alınması ile gündeme gelen “Kırmızı Bülten” sisteminde Türkiye’den girilen bilgilere dayanarak 5 Eylül 2017 tarihi itibarıyla aranan 575 kişi bulunuyor.

ANKARA’YA “İNTERPOL YUMRUĞU”

Sol Parti’nin bu çerçevede 60 bin Gülenci ile ilgili sorduğu 17’nci soruya Federal Almanya hükümeti adına Federal İçişleri Bakanlığı’nın verdiği cevap gerçekten ilginç:

“Türkiye’nin ‘Stolen and Lost Travel Documents’ (SLTD) isimli INTERPOL veri tabanına girmiş olduğu yaklaşık 73 000 veri, INTERPOL Generalsekreterliği (IPSG) tarafından silinmiştir.”

Federal Almanya hükümeti adına 19’uncu soruya verilen cevabın son bölümü ise çok daha ilginç:

INTERPOL Generalsekreterliği (IPSG) 2017 senesi Haziran ayının sonunda tüm üye devletlerine Türkiye’nin 2016 Temmuz ayı darbe teşebbüsü nedeniyle INTERPOL kanallarını kullanmasına izin vermeyeceğini ve Türkiye’nin ‘Stolen and Lost Travel Documents’ (SLTD) isimli INTERPOL veri tabanına yeni veri girişi yapmasının halen mümkün olmadığını, ancak bunun dışındaki tüm INTERPOL hizmetlerinden yararlanabildiğini bildirmiştir.”